14 Eylül 2014 Pazar

III. Uluslararası Moleküler Biyoloji Kongresi: Bir Beyin Bir Başka Beyni Kurtarırken...



“Hiç bir saldırıdan korkma!

Dış dünyadan gelen her saldırı, gerçekten anlamak ve değişmek isteyenler için çok değerli bir armağandır. En acımasız olanı dahil her zarar veren saldırı, sadece, kendi kendine düşleyip eyleme geçirdiğin bir iyileşme süreci olarak meydana gelebilir.” 
Stefano E. D'Anna

Varoluş üzerine yazılmış en önemli felsefi kitaplardan “Tanrılar Okulu'nun” yazarı olan S. E. D'Anna' yı kaybettiğimiz şu günlerde onun felsefesini benimsemiş biri olarak hissettiklerimi anlatamam. Henüz kendisiyle tanışmamıştım oysa. Onun öğrencisi olarak yaşadığım şu hayatta onun felsefesini biraz çağrıştıran bir kongreden bahsedeceğim.

III. International Congress of the Molecular Biology Association of Turkey adıyla İYTE' de düzenlenen kongrede hissettiğim, öğrendiğim ve deneyimlediğim ne varsa paylaşmak istiyorum. Paylaşmak istiyorum ki bu farkındalık çoğalsın, akademisyenlerimiz bir ders çıkarsın, öğrencilerimiz ise olması gereken davranışın bu olması gerektiğini görsün ve kendi hocalarından bu davranışı beklesin.

Kongreye gelmek için Ankara' da havaalanında beklerken uzunca bir süre düşünme fırsatı buldum. Poster sunumu yapacağımız için posterimizi yanıma almış, uçak beklerken bilgisayarda son hazırlıklarımı yapıyordum. Önümüzdeki günlerde ingilizce poster sunumu yapacaktım. Bu durumda kaçacak hala zamanım vardı. Fakat zorluklar karşısında kaçmak karakterimde olmadığından dolayı, direnmek yerine durumu kabullendim ve olacakları en az kayıpla karşılamak adına çalışmalara başladım. Bu süre zarfında aklımda olan ve beni kamçılayan Amy Cuddy' nin “Vücut dilin benliğini şekillendiriyor.” adlı TED konuşması oldu. Amy' ye göre bulunduğun durumda olmak istediğin gibi davranırsan sonunda olmak istediğin gibi olacaksın. Bir süre istediğin şeyleri modelleyerek oymuş gibi yaşamak gerekiyor. Bana sürekli bu TED videosunu hatırlatan Ahmet Raşit Hocamın desteğiyle daha özgüvenli yaşıyorum.

Hayatın her aşamasında yeterli olmadığımız durumlarla karşılaşıyoruz. Ben bunu dış dünyadan gelen saldırı olarak adlandırmayı tercih ediyorum. Stefano' nun da dediği gibi bu saldırı aslında iyileşme sürecinin bir parçası. Daha iyi olmak ve istediğimiz hayatı yaşamak adına bu iyileşme sürecini gerçekleştirmemiz gerekiyor. Amet Raşit Hocamın yeteneklerimin yanı sıra yeterli olmadığım her alanda sorumlulukları üzerime yükleyip sana güveniyorum diyerek beni yola çıkarmasıyla “iyileşiyorum”.

Hangi hoca der ki; “Git ve orada istediğin gibi konuş. Yanlış konuşmanın veya rezil olmanın hiç bir kıymeti yok. Emin ol ki daha sonra kimse seni hatırlamayacak. Bu yüzden deneme tahtası gibi düşün ve sürekli dene. İngilizce konuşmayı dene, herkesle iletişim kurmaya çalış. Bunu çok iyi yapacağınu biliyorum.”

Bizde yine hocamızın bir kültürünü hayatımıza geçirerek posterimizi astığımız yere bir de bir kutu yerleştirdik ve içine şekerlerimizi koyduk. Şekerlerimizi ikram ettikten sonra sunum yapmaya başladık. Poseterimizi değerlendiren iki ayrı kişiye de tesadüfen sunumu ben yapmış oldum. Elif'in de yardımlarıyla sunumu tamamladık. Hatta değerlendiren bir hocamız Harvard Üniversitesi'nden Alaattin Kaya idi. Kendisi çalışmamızı çok beğendi. Ben de kendisine staj için teklifte bulundum. Uzunca bir sohbet ettikten sonra e-mail adresini vererek yazmamı istedi. Elinden geldiğince yardım edeceğini söyledi. Sanırım böyle bir network'ü oturduğum yerden sağlayamazdım. Bu kongrede çok şey kazandım.

Sunum öncesi bize zaman ayırarak ilgilenen, nasıl sunum yapacağımızı öğreten, aynı zamanda da tüm zamanlarda yanımızda olarak bizi tüm hocalarıyla ve arkadaşlarıyla tanıştıran sevgili hocam Ayça Arslan-Ergül'e ne kadar teşekkür etsem azdır.


Bir diğer posterim ise bitirme tezim üzerineydi. Yrd. Doç. Dr. Onur EROĞLU Hocam ile çalışmamız ise Meme Kanseri üzerineydi. 




Biyokimya, Biyoinformatik, Biyoteknoloji, Kanser Biyolojisi, Hücre Biyolojisi, Gelişim Biyolojisi, Gen Regülasyonu, Genomiks, İmmünoloji, Mikrobiyoloji, Nörobilim, Bitki Moleküler Biyoloji, Proteomiks, Sistem Biyolojisi, Kök Hücre Araştırmaları ve Sinyal Transdüksiyonu başlıklarından oluşan kongrede çok değerli hocaların sunumlarıyla bilgilendiğimizi söylemeliyim.

Kongrede sözlü ve poster sunumlarının yanında workshops da vardı. Flow cytometry hem teorik öğretildi sonrasında ise uygulaması yaptırıldı. Bir de bilimsel makalenin nasıl yazılması gerektiğiyle ilgili bir workshop yapıldı. Ne kadar keyifli ve öğretici olduğunu anlatamam. Bol bol not aldım ve ilk makalemde hepsini göz önünde bulunduracağımı söylemeliyim. Workshopları düzenleyen Drs. Ayten NALBANT' a ve Dr. Batu ERMAN' a çok teşekkür ediyorum.

Özellikle kongreye damgasını vuran konuşma ise Prof. Dr. Mehmet ÖZTÜRK' e aitti. Diğer bilimsel konuşmaların yanında Mehmet Hocamız sunumuna konuşmasını Türkçe yapmayı tercih ederek başladı. Geçmişe dönüş yaptığımızı ifade ederek, Türklerin geçmişteki başarılarını, bilime katkılarını ve/veya bilimi alıp kullanıp yarar sağladıklarını tarihsel gidişatla ve resimleriyle göstererek bize güzel bir şeyler hatırlatmış oldu. Aşı üretiminin tarihsel başlangıcından bahsederek günümüzdeki aşı üretme kararına parmak basarak tekrardan bilimsel çalışmalara başladığımızı ve başlamamız gerektiğini ifade etti. Günümüze gelene dek iktidardaki her partinin duvarlar koyduğunu, kimi partilerin bu duvarları yıkarak iyi şeyler yaptıklarını göz önüne çıkartıp geri planda yeni duvarlar inşa ettiklerinden bahsetti.

Sonrasında bize bir doğa resmi gösterdi. Dağlarda yeşilin ve kırmızının binbir tonu ağaçlar vardı. Hemen önünde gölün büyüleyici görüntüsü vardı, herşeyin üzerinde de masmavi bir gökyüzü. Renklerin ahengi öyle güzeldi ki kim olsa bu resimden etkilenirdi. Sonra Mehmet Hocamız şöyle dedi; “Biz buyuz. İçimizde farklı düşünen insanlarımız var. Burada kimimiz namaz kılıyoruz, kimimiz alkol alıyoruz ama hepimiz bilim yapıyoruz ve önemli olanda bu. Nasıl düşündüğümüzün, yaşam tarzımızın ve tercihlerimizin bizim beraber bilim yapmamıza engel olacak bir durumu yok.”

Daha sonrasında aynı resmin siyah beyaz haliyle gösterdi ve şunları ekledi; “Farklıyız ve farklılıklarımızla güzelken iktidara gelen her parti bizi tek renk yapmak istiyor. Böyle görmek ve göstermek istiyorlar. Hepimiz aynı düşünürken aynı şeyleri yaparken çeşitlilikteki kadar görkemli ve gösterişli değiliz.”

İki resmin algımdaki farklılığı o kadar hissedilirdi ki... Siyah beyaz olan öylesine durağan, soluk ve yorgundu ki diğerine oranla.. Gerçeği ise yaşama sevinci veren ve güzel olanı tercih edemeyecek kadar herşey kendine has güzellikteydi.

Sonra Mehmet ÖZTÜRK dedi ki, artık yurtdışında eğitimimizi tamamladık ve ülkemize geri dönmeye başladık. Moleküler Biyoloji mezunu sayımız arttı ve iyi bir eğitim alanların bir kısmı geri döndü bir kısmı da ülkemize geri dönmeye hazırlanıyor. Tarihimizde olan bilimsel katkıları unutmadan hep daha ileriye doğru gitmenin vakti geldi. Genç bir Moleküler Biyolog topluluğumuz var. Bu genç nesil daha dinamik ve daha yetenekli. Türkiye'nin geleceği bizlerin elinde. Sizden isteğim geleceğimize sahip çıkmanızdır.

Gerçekte dinlemesi bir başka keyifli olan bu inanılmaz konuşmasının sonunda dakikalarca alkışlandığını söylemeliyim. Tüm katılımcılarda öyle bir farkındalık yaşattı ki herkesin salondan çıktığında duygularının oldukça karışık olduğu yüzlerinden anlaşılır durumdaydı.


Bunların yanında en güzeli de hem Ayça Hocamın hem de Ahmet Raşit Hocamın üniversiteden hocası olması bizimde tanışmamız için iyi bir fırsat oldu. Kendisiyle sohbet edebildiğim için gerçekten çok mutlu oldum.

İYTE' de Moleküler Biyoloji Derneği'nin düzenlediği bu kongrede emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Biyoinformatik alanında oldukça deneyimli olan Assist. Prof. Dr. Mehmet SOMEL ile tanışmak ve bundan sonrası için yardımda bulunacağı sözünü almakta oldukça güzeldi. Biyoinformatikle ilgili bir sürü network oluşturduğumuda söylemeliyim. Herşeyiyle öyle keyifliydi ki..

Bir tatil köyünü andıran Urla Yurdu' da unutulmayacaklarım arasında oldu. Etrafın yemyeşil olması, görevlilerin çok yardımsever ve samimi olması bir de yurdun deniz manzaralı olması ifade edilemeyecek kadar güzeldi.

Bizimle kongre boyunca ilgilenen Assoc. Prof. Uygar TAZEBAY' a, Prof. Dr. Batu ERMAN' a, Yrd. Doç. Dr. Onur EROĞLU' na, Yrd. Doç. Dr. Dilek ÖZAKÇA' ya ve en önemlisi Dr. Ayça ARSLAN-ERGÜL'e çok çok teşekkür ediyorum.

İyi ki diyorum, iyi ki Ahmet Raşit ÖZTÜRK' ü tanımışım. Bana sunduğu imkanların kelimelerle ifadesi yetersiz kalacaktır.

Son olarak da Poster sunumu beraber yaptığım İTÜ' de MBG okuyan sevgili arkadaşım Elif BOZLAK sayesinde harika 3 gün geçirdim. Her şehri beraber gezmeye başladığımız şu son zamanlarda gittikçe daha güzel günler geçiriyoruz diyebilirim.

Bir beyin bir başka beyni öğretileriyle kurtarırken ben inanılmaz şeyler deneyimledim. Orada olanlarınız bilirler, yeni mezunlar daha bir farklı bilirler. Böyle toplantılar idealleri olan her beyin için bir çıkış yoludur, bir kurtuluştur, bir başlangıçtır.

Moleküler Biyologların Biyoinformatik öğrenmeye cesaret edecekleri günlerde görüşmek dileğiyle..

Bihter




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder