- Bir amaca sıkıca tutunup, erkenden kalkıp nerede ve nasıl kalacağınızı bilmeden yola çıktınız mı hiç?
- Ya da aklınızda sadece o ilk karşılaşmaların hayalini kurup delice gülümsediniz mi?
- Peki hiç dinlenemeyecek olmanız pahasına geleceğe bir bilet aldınız mı?
- Bir de tüm yetersiz kaldığınız durumları bir çantaya koyup onların içini dolduracak yere doğru yol aldınız mı?
- Siz daha önce hiç karşılaşmadığınız insanlara sarılma isteği duydunuz mu?
Ben hepsini duydum, gördüm, deneyimledim. Çünkü tek bir amacım
vardı, belki de ortak bir amaç. Beynimin en derininde biraz can alıcı, biraz
heyecanlandırıcı, biraz da umutlu bir amaç, "Biyoinformatik !" .
Bildiğim fakat anlamlandıramadığım birçok şeyin yerine oturduğunu
hissettiğim şu günlerde öncelikle nerede olduğun değil kimlerle olduğunun
önemli olduğunu artık biliyorum. Bazen hiç tanımadıklarının çok yakın
olabildiği, farklı olan insanların kendi içinde ne kadar benzer, ne kadar
sahici olduğunu görüyorum.
Staj veya eğitim demekten çok daha fazlası bir yerdeyiz, sanırım
kişisel gelişim kampının içine ilgi alanlarımızı da harmanlayıp bizi bir
ütopyaya kondurmuşlar. Şuan hissettiğimiz en derin duygu Emre’ nin tabiriyle "Bu
staj bizi uçuruyor!" :)
GenKök (Genom ve Kök Hücre Merkezi) herşeyden öte çok önemli bir
hocaya sahip. Ahmet Raşit Hocam ve diğer hocalarımızdan sürekli öğreniyoruz ve
geziyoruz. Mesela bir gün öğle arasında Erciyes Dağı'na çıkmak üzere arabaya
biniyoruz, müziğimizi açıyoruz, yolda ara ara durup bir şeyler içiyoruz, etrafı
seyre dalıyoruz ve Erciyes'in en meşhur yerinde cıvıklı yemeden de dönmüyoruz.
Döndükten sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yanda gördüğünüz fotoğrafta arabamızla giderken çektiklerimizden bir tanesi :) Ne kadar büyüleyici değil mi?
Her hafta en az iki kere
olmak üzere sunum yapacağız ve 2 tanesini yaptık bile. Bazen alanlarımızdan
bazense alan dışı konulardan sunumlar hazırlıyoruz. Sonrasında sunum üzerine
sorular ve eleştirilerle sadece amacımızın sunmak olmadığı aynı zamanda
dinleyiciyi etki altında bırakarak öğretmek için en iyi şekilde
yetiştiriliyoruz. İletişimin en önemli unsurlardan olduğunu hiçbir zaman
unutmamak adına iletişimle ilgili oyunlar oynuyoruz, kendimizi ifade ediyoruz,
anlattığımızı düşündüğümüz şeyle anlaşılanın aynı olmadığını gözlemleme
aşamasında ortaya çıkan her türlü komik ifadelerle bolca eğleniyoruz. Hiç bu
kadar çok eğlendiğim bir hafta olmamıştı sanırım.
Ertesi gün Kayseri’ye kadar gelmişken birde Nevşehir’i görmeden gitmeyelim dedik. Sabahın erken saatlerinde kendimizi yolda bulduk. Ee önemli olan yolda olmak değil miydi :). İlk önce Avanos’ a geldik. Peri bacalarının görkemli görünüşü insanı çok etkilediğini söylemeden geçemeyeceğim. Buralara kadar gelmişken ilk önce tepeye çıkıp oradan tüm manzaraya bakmanın daha iyi olduğunu söyleyen, aslen Nevşehirli olan arkadaşımız Elif bizi bir rehber havasında gezdirdi. Bunun için ne kadar şanslı olduğumuzun farkındalığıyla gezdik. Uçhisar Kalesi’ne çıkıp kendimizi sessizliğin huzuruna ve manzaranın içimizde oluşturduğu muhteşem hislere bıraktık. Hatta kalenin en tepesinde yere bir kilim atmışlar, oraya oturup saatlerce seyre dalıp bazı güzelliklerin ne kadar da mucizevi olduğu hakkında düşünebilirsiniz.
Daha sonra rotamızı Göreme Açık Hava Müzesi’ne doğru çevirdik. Müzelere
bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim fakat burada daha da güzel olan açık
havada olması ve peri bacalarının içinde yer alan kilise ve mezarların daha önce
hiç görmediğim kadar farklı olmasıydı. Genetikçi olmamızdan mı kaynaklanıyor
bilmiyorum ama açık olan mezarlarda bulunan iskeletlerin dişiye mi erkeğe mi
ait olduğunu kafatası yapısına bakarak tahminde bulunmaya çalıştık, tabi burada
da anlatılabilecek bir sürü mizah oluştu :)
Kilise çeşitlerini anlatan Emre yine genel kültürünü bizimle
paylaşmış oldu. Kilisenin içinde yer alan figürlerin hala nasıl o kadar başarılı
çizilebildiğini, renk uyumun yanında o renkleri nasıl oluşturduklarını
anlayamıyorum. Bir de bunları düz bir zeminde değil de kubbeli şekilde ve
tavana çizebilmelerine de akıl erdiremiyorum. Ayrıca yerel halkın bu kadar
doğal ve bu kadar bilgili olup bize anlatabilmeleri de gayet etkileyiciydi.
Evet biz de Türkiye’de yaşıyoruz fakat buranın turisti sayılarak kandırıldığımızı
da söylemeliyim :). Müzeye girmeden hemen önce develeri gördük. Kendimi hangi ara başıma bir
şey takılıp devenin üzerinde tur atıyordum hatırlamıyorum. Özellikle
hayvanlarla pek teması olmayan büyük şehrin dezavantajlarıyla gelen insanlar
için bol adrenalinli, inanılmaz güzel bir duyguydu. Hafif çığlıklar ve bol
kahkaha ile devenin üzerinde gezmeye başladım. Benden sonra Emre de aynı duruma
düştüğünü söyleyebilirim. Biz kendi aramızda eğlenirken, hocam ve diğer
arkadaşlarımda kendi aralarında eğleniyorlardı ve bizim hala farkına varmamamız
üzerine espriler yapıp gülüyorlardı. Yani sonuç olarak bizden yüksekçe bir para
istediler :). Tabi bizim halkımız nerede olursa olsun
pazarlık yapma zihniyetine sahip olduğundan biraz daha ucuza getirdiğimizi
söyleyebilirim. Yine de bana sorarsanız yine olsa yine yaparım. İnanılmaz bir
deneyimdi. Şimdi devemiz Hülya'ya merhaba diyin :).
Müzeyi tamamladıktan sonra yemek yiyelim dedik ve yine meşhur bir
şeyleri yeme alışkanlığımızla devam ederek testi kebabında karar
kıldık. Küçük bir testi de gelen ve kırılarak açılan yemeğin klasik türlü
tarzında çıkması ve kırılan testinin parçalarının tüm yemek boyunca ağzıma
gelmesinden dolayı ben pek başarılı bulduğumu söyleyemeyeceğim. Yine de tavsiye
ederim çünkü buralara özgü ve sunuluşu gerçekten de farklıydı.
Daha sonra Kayseri GenKök’e doğru yol almaya başladık. Bizi bekleyen sunumlarımız, eğitimimiz ve bir sürü daha yapılacaklar vardı. Sunumlar yapıldı, eleştiriler başladı. Bu yapılan iyi ve kötü eleştiriler bizi çok daha iyi duruma getireceğini gerçekten hissedebiliyorum. Bizimle bu derece ilgilenen neredeyse tüm zamanını bizim için ayıran Ahmet Raşit Hocamıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sizin de imkanınız, zamanınız ve yeteneğiniz varsa mutlaka Ahmet Raşit Hocayla iletişime geçin ve lütfen karşılaşacağınız özelliklere şaşırmayın. Evet daha önce bu kadar yönlü, paylaşımcı aynı zamanda eğlenceli bir hoca görmediniz. Akademiye ait tüm tabuları yıkmak için harika bir fırsat olacaktır!
Birgün
ekip ruhunu yansıttığını ve önemli olanın yetenek kadar çalışmayla da alakalı
olduğunu anlatan film izledik. Daha sonra bir diğer gelişmemiz gereken Python
programlama dili geliyor. Bunun için öncelikle algoritma mantığını
anlayabilmemiz için MIT'nin çocuklara ve yeni başlayanlar için hazırladığı Scratch
(http://scratch.mit.edu) oynadık. Sizde
Scratch’a girip mutlaka denemelisiniz. Eğer hayal gücünüz en az bizimki kadar
gelişmiş ise inanılmaz keyifli dakikalar geçirecek kadar gülebilirsiniz. Tabi
daha sonra gelmeden önce tamamlamış olduğumuz codecademy’nin (http://www.codecademy.com/) üzerine
programlama yapmaya başladık ( http://repl.it/). Projelerimiz
yavaş yavaş şekil almaya başladı.
Bunların
hepsini KayseriForum, Starbucks’tan yazıyorum. Yine hep beraberiz. Kimimiz blog
yazıyor, kimimiz kod yazıyor, kimimiz wiki’ye yazıyor. Kahve kokusunun
büyüsüyle daha da verimli olabiliyoruz sanırım. Size bugüne ait güzel bir fotoğrafı
göstermeden bitirmek istemiyorum. Kodu çalıştırdığımızda ki şaşkınlık ve
mutluluğun paha biçilemez değeriyle size iyi hafta sonları diliyorum. Ne
yaparsanız yapın “Yolda kalın!”. Hayat amaçlar doğrultusunda vazgeçmeden yolda ilerlerken
yol kenarlarında ara verip nefes alacağımız alanlar oluşturup ve bir de bolca
eğlenince inanılmaz güzel oluyor!
Bu bir
hafta boyunca marjinal tarzıyla beni sürekli güldüren, eğlendiren Emre’ye,
sakinliğinin verdiği inanılmaz güveninden ve sorumluluk bilinciyle kırmadan
herşeyi ifade edebilen Elif’e, heyecanlı tavırlarıyla bize bildiği herşeyi
anlatmaya çalışan, kaosun bir düzen olduğunun farkındalığını yaşatan Cansu’ya,
yaşına rağmen inanılmaz olgunluğu ve misafirperverliğinden dolayı Tuğba’ya, programlama da ağzımı açık bırakarak beni
mutlu eden, az konuşup çok iş yapan Burak’ a ve son olarak kelimelerle ifade
edilemeyecek kadar sıradışı olan, rahatlatan, geliştiren, “Bu gerçek olabilir mi?”
dedirten Ahmet Raşit Hocamıza çok çok teşekkür ediyorum. Sizlerle tanışmak
hayatımda yaptığım en güzel şeylerden biri! Çünkü kendim gibi insanların
içindeyim.
Kendimden
olan, benden olan herkese sevgilerle…
Bihter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder