Bugün üçüncü kişisel blog yazımı yazmaya başlayınca 21 gündür eğitimde olduğumu fark ettim. 21 gün psikoloji biliminde önemli bir yere sahip çünkü 21 gün herhangi bir şeye alışma sürecini ifade ediyor. Fazlasıyla alıştım ve bağlanıyorum.
Göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş olan bu günleri nasıl dolu dolu geçirdiğimizi hem yazstaji2014.blogspot.com.tr 'den takip ederken hem de kişisel bloglarımızdan okuduğunuza eminim. Haftaya yine önümüzdeki günlere dair hedeflerimizi belirleyerek başladık. Hedefler, rotamızı çizmemizde ve böylelikle büyük resmi görmemizde oldukça önemli bir yer tutuyor. Hedefler amaçlarımız doğrultusunda belirlendikçe biz de her geçen gün amaçlarımıza daha çok yaklaşıyoruz.
Bu hafta yeni puzzle' a başladık ve bu sefer daha önceki puzzle' ı yaparken edindiğimiz deneyimleri de uygulayarak daha hızlı bir şekilde yapıyoruz. Boş zamanlarımızda -ki boş zamanlarımızın pek olduğunu söyleyemeyeceğim- tüm ekip olarak kendimizi puzzle' ın başında buluyoruz. Bir parçayı bile bulmanın sevincini dışa vurarak eğlenmeye devam ediyoruz.
Mezuniyet töreninden döndüğüm bu hafta başında yaşadığım sağlık sorunundan dolayı bir iki gün eğitimi uzaktan takip etmek zorunda kaldım ama bunun bana eksiklik yaşattığını söyleyemeyeceğim. Daha öncesinde kurduğumuz sistemlerden dolayı hiç bir şey aksamadan devam edebilmekte. Çünkü iletişimin önemini biliyoruz ve bunun için elimizden geleni yapıyoruz :) Hastalığım sürecinde benden yardımlarını esirgemeyen ve tüm olanaklarını sonuna kadar kullanan Ahmet Raşit Hocama ve sevgili ekip arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır...
Bu 3. haftamızın ilk önemli olayı ve en güzel yanı AG Biyoinformatik' in kuruluşunun 6. yıl dönümü olmasıydı. Bu anlamlı tarihin üzerine bizim üzerimizde azımsanamayacak kadar büyük emekleri olan hocamız için bir sürpriz hazırladık. Bu sürprizi yapmamız için önayak olan Şeydanur ve ufak detaylar ile kutlamamızı daha da anlamlandıran hocamızın eşi Melike Hanım ile güzel bir sürpriz hazırladık. Hocamızın en sevdiği şarkıyı Elif'in gitar çalması ile tüm ekip olarak söyledik, 6 yılda oluşan fotoğraflarla kalıcı hale getirebildikleri tüm anılarını güzel bir kurgu ile bir araya getirdik. Sonrasında pastamızı kestik, kutladık, eğlendik ve daha nicesi. Ne kadar da mutluyuz ama değil mi ? :)
Sonra eğitimimize kaldığımız yerden tüm hızımızla devam ettik. Yeni bir konu olarak Microarray Analizi' nin ne olduğunu, nasıl yapıldığını ve oluşan verilerin nasıl anlamlandırılacağını öğrendik. Aslında en önemli kısmının veri analizi kısmı olduğunu, Microarray Analizi' nde elde edilen karmaşık bir verinin ilişkilendirilmediği sürece hiç bir anlam ifade etmediğini öğrenmemiz üzerine görüntülüme teknikleri üzerinde durduk.
Bu haftanın benim için ikinci en önemli olayı; Şubat Ayı'nda katıldığım Biyoinformatik ve Son Gelişmeler adlı konferansta Ahmet Raşit Hocamın sunduğu Biyolojik Ağ Görüntüleme Teknikleri ve Etkileşimli Yeni Görüntüleme Yaklaşımları adlı sunumunu GenKök'te anlattım. Konferanstayken sunumun son derece etkileyici bir dille anlatılmasından dolayı duyduğum hayranlıkla o an içimden geçirdiğim "Keşke öğrencisi olabilseydim." düşüncesinin bu kadar hızlı bir şekilde gerçek olacağını bilmiyordum. Daha da fazlası o sunumun bir sonraki anlatımının bana ait olacağını hiç bilmiyordum. :) İnanılmaz huzurluyum, keyifliyim... Günümüzde çoğu akademisyenin bilmediği alanlar üzerinde durmamız ise beni son derece motive eden bir diğer bir konu. :)
Bir de bu hafta ek olarak yeni bir projeye daha başladık. Hayvan ve bitki miRNA' larının anlatılması üzerine seçtiğimiz organizmada yeni miRNA keşiflerine başladık diyebilirim. Bunun için öncelikle seçilen organizmanın tüm genomuna ulaşılmasını ve bu genomun exon ve intronlarının yazılan kodlarla belirlenmesini sağladık. miRNA' ların nasıl tespit edileceği hakkında aklımıza fikirler geldikçe önce tahtaya yazdık, çizdik sonrasında kurguladığımız düşüncelerimizi koda dökmeye çalıştık. Kod yazmanın özellikle bir probleme çözüm olması için kod yazmanın çok da kolay olduğunu söyleyemeyeceğim. Devam eden haftalarda miRNA' lar üzerinde sıklıkla çalışacağız gibi gözüküyor. Çünkü hepimizin fazlasıyla ilgisini çeken bir konu.
Yine bu hafta da sosyal etkinlik olarak adlandıracağım bir sunum daha yaptık. Her birimizin anlatması için şehirler dağıtıldı. Bu şehirler; Brugge, Prag, Floransa, Londra, Budapeşte ve Venedik idi. Her şehrin tarihi ve kültürel özelliklerini gibi birçok özellikleriyle anlattık. Ben aşıklar şehri olarak da adı geçen Venedik' i anlattım. Detaylı olarak anlatılan bu şehirlerden çok şey öğrendiğimizi söyleyebilirim. Her geçen hafta en az iki sunum yapmamız ile git gide profesyonelleştiğimizi ve sahneye daha hakim olabildiğimizi böylelikle de dinleyicilere keyifli zamanlar yaşattığımızı söylemeliyim. :) Bu kadar çok beceriyi başka hangi staj veya eğitimde kazanabilirdim ki?
Bu haftaki blogumu Ankara'da güzel bir otelde dinlenirken yazıyorum. Ankara'dayım çünkü bir başka yeni proje için Elif ve Ahmet Raşit Hocamla buraya geldik. Hala anlayamadığım ve hiç bir zaman anlayamayacağım şey, bir hocanın nasıl bu kadar paylaşımcı olabileceği... Yıllarca emek vererek öğrendiği şeyleri en ince ayrıntısına kadar nasıl bizlere anlatabildiği... Bunların yanı sıra yaşamımızı nasıl daha konforlu hale getirebilir düşüncesi sürekli aklını kurcaladığını her gördüğümde "Bu kadar da iyi olunamaz ki canım." diye içimden geçirmiyor değilim... ODTÜ'nün kütüphanesinde sabahtan akşama kadar projeyle ilgili beraber çalıştık. Yarın da devam edeceğiz.
Ankara'ya geldiğimiz gün Melike Hanımla da yüzyüze tanıştık. Hocamızın eşi olan Melike Hanım bizi çok samimi bir şekilde karşıladı ve Ankarayı elinden geldiğince gezdirmeye çalıştı. Çok güzel yemekler yedik, tatlılar yedik ve çenemiz ağrıyana kadar da güldük :). Her şey çok çok güzeldi. Kendileri çok da sevmemesine rağmen bizi lunaparka dahi getirdiler. Bundan önce iki blogumda da bahsettiğim üzere bu staj bizi uçuruyor, hem ruhen hem de bedenen! İşte bu da uçma hazırlığından bir kanıt :).
Ayaklarınızı yerden kesip kalp ve beyinlerinizi biyoinformatiğe uçuran eğitimimizi takip etmeye devam edin. İlk gün de söylediğim gibi "Yolda kalın."
Çünkü yolda olmak öğrenmek, eğlenmek ve daha da fazlası..
Sevgiler,
Bihter
Bihter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder