Tüm yaşanılan olumsuzlukların kazanılan deneyimlerle olumlanarak
devam ettiği hayatımda gülümsemelerin kahkahaya dönüştüğü günler yaşıyorum. Bu anlamlı
günlerde yazdığım bu blogda da teknik bilgilerden bahsetmeyeceğim. Biyoinformatik
yolu benim için oldukça uzun bir süreç olacak bu yüzden tabiri yerindeyse
emeklediğim şu günlerde öğrenirken hissettiklerimi aktarmak daha yerinde olur
gibi geliyor.
Geçen haftaki bloğumda
da bahsettiğim gibi bugün biraz daha ayrıntıya girerek Ankara gezisinin bana
kattıklarından bahsedeceğim. Gerçekleştirdiğimiz projede mikrodizi
çalışmalarından elde edilen meme kanserinin iki alt tipinde tespit edilen
genlerin ortak bulunabileceği hücresel komponentleri, moleküler fonksiyonlarını ve biyolojik
süreçlerini hiyerarşik bir şekilde görebilmiş olduk. Karşımızda duran bu analizde nasıl bir
heyecan yaşadığımı anlatmaya çalışırsam; bilim adına yapılan akademik
çalışmaların ne kadar da yetersiz olduğunu fark etmiş olmamla birlikte kendimi
uçsuz bucaksız bir alanda istediğim gibi at koşturabileceğimi görmüş oldum. Tam
da bu sırada deneyimlediğim en güzel şey, bilimi bir okyanusa benzetirsek,
genel olarak tüm bilim insanlarının tek bir damla üzerine yoğunlaşıp ortaya bir
şeyler çıkarmaya çalışmasıydı, oysa büyük resim önümüzdeydi ve hangi genin hangi
genle veya hangi hücresel komponentle veya fonksiyonla benzerliğini istersek görebiliyorduk.
Ahmet Raşit Hocamız kendi emekleri ile yıllarca üzerinde çalışıp öğrenmesine
rağmen bizlerle hiçbir karşılık talep etmeden paylaştı. Aslında bizimle
paylaştığı analizlerden daha da fazlası vardı o gün orada. Kendimi damlanın
aynı zamanda okyanus olduğunun farkındalığında buldum. Aynı zamanda da kendimi hiç
durmadan yararlı olabileceğim bir alanda buldum. Yeni mezun olmuş ve planları sürekli değişen
bir insanın hayatına ne de güzel dokunulmuştu öyle… Biyoinformatik oldukça
karmaşık bir o kadar da çok ihtiyaç duyulan bir alan ve bunu gün geçtikçe daha
da net görebiliyorum.
Bu eğitim sürecinde hayatıma dokunulduğunu hissettiğim diğer
bir şey ise, hayatım boyunca hep sonuç odaklı olarak yaşadım. Kompleks düşünme
tarzımla nasıl olduğunu bir türlü anlamlandıramasam da hep sonucu görebildim ve
benden beklenilen ara basamaklı tüm faaliyetlerden arkama bakmadan kaçtım.
Şimdi ise buradayım ve kendimi birdenbire algoritma kurmaya çalışırken buldum. Proje
oluşturuyoruz, problemlere kod yazıyoruz ve oluşturduğumuz yapay zekaya her
adımı belirtmemiz gerekiyor. Bu süreçte mantığını oturtmakta ne kadar
zorlandığımı anlatmadan geçiyorum. :) Bu süreçte benimle ilgilenen Ahmet Raşit Hocam, ekip arkadaşlarım ve öğrenmemle
yaşadığım mutluluğun aynısını yaşayan beraber çalıştığım Burak’ ın üzerimdeki
emeklerini yadsıyamam. Kaçmaktan vazgeçtiğim şu günlerde kazandığım algoritmik
düşünme tarzından inanılmaz mutluyum.
Kendimi bilime adamak istememle beraber bunu ne akademide
ismimin başına eklenecek harflerden ne de para kazanmak adına yaptığımı söyleyemem.
Fakat bir yandan da geçimimizi var olan standartlarımıza göre devam
ettirebilmemiz adına bir gelir sağlamamız gerekmekte. Yine eğitimizde bana
bunun farkındalığını yaşatarak gerçekleştirdiğimiz skype görüşmeleri ve ayrıca hocamızın
kendi deneyimlerini de katmasıyla bir şirket
isteği düştü aklıma. Yıllardır anlatıp da ifadelendiremediğim
isteklerimi hem beni mutlu edecek mesleğime devam ederek, hem kendi işimin
patronu olarak hem de insanlara yarar sağlayarak gerçekleştirebilecektim. Bu
aşamada da hayatıma dokunan, beni bir yola sokan ve bu yolda desteklerini
esirgemeyecek bir yoldaş buldum.
Çünkü daha önce de dediğim gibi yolda kaldım, yolda
karşılaştım, yolda tanıdım ve yolda devam ediyorum.
Biyoinformatik bir hayatsa bu yolda hayatıma dokunup
dokusunu hissettiren herkese sevgilerle,
Bihter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder