5 Temmuz 2014 Cumartesi

Bir İnsanın Hayatına Dokunmak Gibi


Tüm yaşanılan olumsuzlukların kazanılan deneyimlerle olumlanarak devam ettiği hayatımda gülümsemelerin kahkahaya dönüştüğü günler yaşıyorum. Bu anlamlı günlerde yazdığım bu blogda da teknik bilgilerden bahsetmeyeceğim. Biyoinformatik yolu benim için oldukça uzun bir süreç olacak bu yüzden tabiri yerindeyse emeklediğim şu günlerde öğrenirken hissettiklerimi aktarmak daha yerinde olur gibi geliyor.


Geçen haftaki bloğumda da bahsettiğim gibi bugün biraz daha ayrıntıya girerek Ankara gezisinin bana kattıklarından bahsedeceğim. Gerçekleştirdiğimiz projede mikrodizi çalışmalarından elde edilen meme kanserinin iki alt tipinde tespit edilen genlerin ortak bulunabileceği hücresel komponentleri, moleküler fonksiyonlarını ve biyolojik süreçlerini hiyerarşik bir şekilde görebilmiş olduk.  Karşımızda duran bu analizde nasıl bir heyecan yaşadığımı anlatmaya çalışırsam; bilim adına yapılan akademik çalışmaların ne kadar da yetersiz olduğunu fark etmiş olmamla birlikte kendimi uçsuz bucaksız bir alanda istediğim gibi at koşturabileceğimi görmüş oldum. Tam da bu sırada deneyimlediğim en güzel şey, bilimi bir okyanusa benzetirsek, genel olarak tüm bilim insanlarının tek bir damla üzerine yoğunlaşıp ortaya bir şeyler çıkarmaya çalışmasıydı, oysa büyük resim önümüzdeydi ve hangi genin hangi genle veya hangi hücresel komponentle veya fonksiyonla benzerliğini istersek görebiliyorduk. Ahmet Raşit Hocamız kendi emekleri ile yıllarca üzerinde çalışıp öğrenmesine rağmen bizlerle hiçbir karşılık talep etmeden paylaştı. Aslında bizimle paylaştığı analizlerden daha da fazlası vardı o gün orada. Kendimi damlanın aynı zamanda okyanus olduğunun farkındalığında buldum. Aynı zamanda da kendimi hiç durmadan yararlı olabileceğim bir alanda buldum.  Yeni mezun olmuş ve planları sürekli değişen bir insanın hayatına ne de güzel dokunulmuştu öyle… Biyoinformatik oldukça karmaşık bir o kadar da çok ihtiyaç duyulan bir alan ve bunu gün geçtikçe daha da net görebiliyorum.

Bu eğitim sürecinde hayatıma dokunulduğunu hissettiğim diğer bir şey ise, hayatım boyunca hep sonuç odaklı olarak yaşadım. Kompleks düşünme tarzımla nasıl olduğunu bir türlü anlamlandıramasam da hep sonucu görebildim ve benden beklenilen ara basamaklı tüm faaliyetlerden arkama bakmadan kaçtım. Şimdi ise buradayım ve kendimi birdenbire algoritma kurmaya çalışırken buldum. Proje oluşturuyoruz, problemlere kod yazıyoruz ve oluşturduğumuz yapay zekaya her adımı belirtmemiz gerekiyor. Bu süreçte mantığını oturtmakta ne kadar zorlandığımı anlatmadan geçiyorum. :) Bu süreçte benimle ilgilenen Ahmet Raşit Hocam, ekip arkadaşlarım ve öğrenmemle yaşadığım mutluluğun aynısını yaşayan beraber çalıştığım Burak’ ın üzerimdeki emeklerini yadsıyamam. Kaçmaktan vazgeçtiğim şu günlerde kazandığım algoritmik düşünme tarzından inanılmaz mutluyum.

Kendimi bilime adamak istememle beraber bunu ne akademide ismimin başına eklenecek harflerden ne de para kazanmak adına yaptığımı söyleyemem. Fakat bir yandan da geçimimizi var olan standartlarımıza göre devam ettirebilmemiz adına bir gelir sağlamamız gerekmekte. Yine eğitimizde bana bunun farkındalığını yaşatarak gerçekleştirdiğimiz skype görüşmeleri ve ayrıca hocamızın kendi deneyimlerini de katmasıyla bir şirket  isteği düştü aklıma. Yıllardır anlatıp da ifadelendiremediğim isteklerimi hem beni mutlu edecek mesleğime devam ederek, hem kendi işimin patronu olarak hem de insanlara yarar sağlayarak gerçekleştirebilecektim. Bu aşamada da hayatıma dokunan, beni bir yola sokan ve bu yolda desteklerini esirgemeyecek bir yoldaş buldum.

Çünkü daha önce de dediğim gibi yolda kaldım, yolda karşılaştım, yolda tanıdım ve yolda devam ediyorum.

Biyoinformatik bir hayatsa bu yolda hayatıma dokunup dokusunu hissettiren herkese sevgilerle,
Bihter




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder