Beynime bir
tahterevalli kurup bir ucuna uykusuzluğu bir ucuna deneyimi koydum.
Uykusuzluk ağır bastıkça deneyimim yükseldikçe yükseldi... Şimdi
ise hedefim bulutlara paralel uçan kuşlara dokunmak :). Ödediğim bedellerle takas
ettiğim biyoinformatik, gün geçtikçe bana karışıyor veya ben
ona karışıyorum. Karıştıkça kendimi bir yerlere, bir şeylere,
birilerine ait hissediyorum.
Salvador Dali'nin
“La Persistencia De La Memoria” tablosunu çağrıştıran
biyoinformatikle olan ilişkimde saatleri erittiğimi görüyorum.
Saatleri erittikçe kendi zaman algıma bırakıyorum kendimi. Egom
şu sıralar sıradışı egolanıyor ve ben bundan oldukça
mutluyum. Dali'nin yaratıcılığı ruhuma işledikçe hayat daha
anlamlı hale gelmeye başlıyor. “10.000 saat kuralını
uygulamaya başladığımdan beri de istediğim herşey bana
katılıyor :).
Ruhumun içindeki
havai fişeklerin patlamasını Ahmet Raşit Hocam ve Elif'le
gittiğimiz ODTÜ'nün sadeliğinin ihtişamına kapıldığım Eymir
Gölü'nde yediğimiz alabalığa borçlu olduğumu söyleyebilirim.
Biz her zamanki gibi çok geziyoruz, çok çalışıyoruz, çok
eğleniyoruz, çok gülüyoruz, çok bağlanıyoruz.
Blog yazmaya
başladığım şu saatlerden yarım saat öncesinde Ankara'nın
cıvıl cıvıl sokaklarında Elif'le gezerken insanlarla iç içe
olmayı, sokaklarda dans etmeyi, alış-veriş yapmayı ne kadar da
çok özlediğimi fark ettim. Bugün GenKök proje arkadaşım
Elif'le inanılmaz keyifli bir gün geçirdik. Uzun zamandır bu
kadar sohbet edip, bu kadar çok şey yiyip, bu kadar uzun süre
odakta kalıp programlama çalışmamıştık.
Projenin bana
kattığı en güzel farkındalıklar,
- Bir proje nasıl başlatılır,
- Proje ortaklarının sorumluluk bilinci ne seviyede olursa başarı yakalanabilir,
- Bir gecede 46 makale nasıl okunur, verileri nasıl işlenir ve değerlendirilir,
- Data science için en uygun programlama dili hangisidir,
- Uyumadan nasıl yaşanır :)
oldu.
Geçen
hafta blogda da paylaştığım üzere Django'yu bu hafta tamamladık.
Gerçeğinden ayıramayacağınız kadar güzel olan facebook projemi
görmenizi istiyorum. Gönül isterdi ki onu bir de benim gözümden
görün. Verilen emekle elde
edilen sonuç nasıl da bu kadar birbirlerine zıt olabiliyordu
ki? :). Herşeye rağmen keyifliyim.
Bugün Starbucks'ın
kahvesiyle yarışıp da kazanacağı o eşsiz müzikleri ile R
programla dilini çalışmaya başladım. Daha öncesinde hocamında
bana verdiği Data Science kitabıyla da alakalı olan bu dile
nasılda hızlı adapte olduğumu ve sevdiğimi anlatamam. Bir
progrmalama dili ile ancak bu kadar benzer mantığa sahip
olabilirdim. Öğrenme sürecinde bir sürü video izledim, bir sürü
yazı okudum ve bir de www.codecademy.com tarzı bir web site buldum
( www.datacamp.com) ve
derslerini uygulamaya başladım. Hata yaparak öğrenmenin daha kalıcı
olduğu inancını benimle taşıyan herkese kesinlikle öneririm.
Lisans yıllarımda aldığım biyoistatistik oldukça sancılı
geçsede şimdi bunun tamamen öğretme kapasitesiyle alakalı
olduğunu düşünüyorum ve şuanda istatistik öğrenirken oldukça
keyif alıyorum.
İstatistikçilerde oldukça keyif alıyor olmalılar ki böylesine eğlenceli bir video ortaya çıkarmışlar. Madeni parayı havaya rastgele attığımızda yazı veya tura gelme olasılığı nedir? Eğlenirken öğrendiğim şey, olasılık kavramının %51'inde şans faktörü etki ediyor. Hayatın gerçekliğinin belirsizliğinde saklı olduğunu öğrendiğim günün sonrasında istatistikte bunu deneyimlemem algıda seçicilik olsada ben buna, bunu bana öğretenin hayatı anlamadaki farkındalığına ait olduğunu düşünüyorum :).
Olasılık dağılım
grafiklerini kodlarla yazmaya başladığım günden ve
kitapevlerinde bilgisayar kitaplarının farkına varıp her
programlama kitabını incelediğimden beri yeni bir beyne sahip
olduğumu hissediyorum. Bu arada Scratch'in de kitabı varmış :).
Python, Django,
R'dan sonra bakalım sırada ne var. Biyoinformatik demişken ODTÜ
Çatı'da yemek yerken gördüğüm Enformatik Enstitüsü'nden Yeşim
Hanım'ı gözden kaydebip konuşamayınca nasıl üzüldüğümü
tahmin bile edemezsiniz. Belki ekibimizle bir Skype görüşmesi
yapabilir gelecek günlerde :). Ben hayal ettim şimdi sıra gerçek
olmasında.
Son olarak “Çocuklar
gelecektir. Belki de filistinli çocuklardan biri geleceğinize
aitti, şimdi geleceğinizin geleceğinin aynı gelecekte beklediğini
söyleyebilir misiniz?
Çocukların
yaşadığı, metaforlarla anlamlanan günlerde görüşmek dileğiyle,
Bihter
Bihter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder