20 Haziran 2014 Cuma

Bulutların Üzerinde Olmak Gibi...

İnanılmaz geçen bir haftanın ardından hızımızı kaybetmeden devam ediyoruz. Kaptanımızın da dediği gibi "Herkes yerlerini alsın, uçuşa hazırlanın!" Uçuşa hazırlandık ve artık uçuyoruz. Burak ve Ceyhun'unda gelmesiyle muhteşem ekibimiz tamamlandı sonunda. Bu konuda mütevazi olmayacağım. Çünkü gerçekten çok yönlü olan bu insanların bir araya toplanması sonucunda oluşan bu ekibin içinde bulunmaktan inanılmaz derecede mutluyum. Güzel ekibime merhaba diyin...






Hafta sonu yeni gelen arkadaşlarımızı da alarak hem Kayseri' yi biraz gezmek hem de beraber kod yazmak için buluştuk. Bu arada Kayseri düşünmediğim kadar gelişmiş olması burada keyifli zamanlar geçirebileceğimiz bir göstergesi oldu benim için. Fakat en büyük dezavantajı burada bütün caddeler birbirinin aynısı, tüm binalar birbirinin aynısı ve hatta apartman adlarının neredeyse tamamı aynı. :) Ayrıca her yer dümdüz olduğu için her zaman gideceğiniz yeri görüyorsunuz ve eğer buraların yabancısıysanız ilk olarak fark edemediğiniz şey, gördüğünüz yere ulaşmak uzunca bir zaman alıyor. Demek istediğim şu ki biz uzunca bir süre yürüyüp ve daha önce o yoldan geçtiğimize olan 6 kişilik %100 inancımızla defalarca kaybolduk. Bunu fark ettiğimiz de yolun ortasında uzunca bir süre gülmeden duramadık tabi :)

Pazartesi günü arkadaşlarımızın da aramıza katılması üzerine hepimizi ilgilendiren bir sunum hazırladım. "Neden Biz?" olarak başlık attığım sunumumun sonrasında herkesin gözlerinde gördüğüm ve kendimden tanıdığım o ifadeyi deneyimlemek benim için paha biçilemez bir andı... Çünkü biz herkes kadar farklı ama herkesten de farklıydık :) 

Daha sonrasında İş Modelleri ile ilgili hazırladığımız sunumları yaptık. Burada öğrendiğimiz şey ürün ve hizmetin ne gibi stratejiler ile sunulabildiğiydi. Sonuçta bilim insanı olmamızın yanı sıra ortaya koyduğumuz ürünü iyi bir şekilde pazarlayabilmemiz gerekiyor ve Ahmet Raşit Hocamız da bunu en iyi şekilde ortaya koyabilmemiz için elinden geleni yapıyor. 

Hafta başında biyoinformatiğin temeli olarak imgelendirdiğimiz puzzle'ı tamamladık. Genom da aynı bir puzzle değil mi? Bizden beklenen genomu sekanslayabilmek, genlerin hangi sıralarda birleştiğini saptayabilmek... Sanırım bunu da kavradıktan sonra programlamamız daha da kolay olacaktır. :)  Bir şeyi yarım bırakınca başka bir şeye odaklanamayan Emre çok kısa zamanda Puzzl'ı bitirmemizi sağladı. Bu da Emre'nin karesinden ilk Puzzle'ımız :) 




 
Salı gününe ise Emin ÇAPA’ nın Pazarlama Zirvesi’ ndeki sunumu izleyerek başladık. Emin Bey'in sunumundaki sadelik, içtenlik ve farkındalık dolu sunumunu yer yer çok gülerek ve yer yer ağzımız açık kalarak izledik. Burada Ahmet Raşit Hocamızın amaçladığı, bir sunumun nasıl şova dönüştürülebileceği ve etkileyebileceğini görmemizdi. Emin Bey'in anlatış tarzı ve fotoğrafları tam yerinde kullanabilme yeteneği üzerinde uzunca fikir yürüterek kendimize alabileceğimiz özellikleri tespit etmeye başladık. 

Ayrıca bu hafta üç kez Skype ile görüşme gerçekleştirdik. İlk görüşmemiz Özdemirhan SERÇİN ile birlikteydi. Özdemirhan Hocamız bize kendi deneyimlerinden, akademik kariyerde yaşanılabilecek durumlardan ve bu durumlar karşısında neler yapabileceğimizi anlattı. Her birimiz ile tek tek konuşma gerçekleştirdi. Aktardığı deneyimler bizim için çok değerliydi. Diğer bir görüşmemiz ise Muammer ÜÇAL ile idi. Muammer Hocamızın yüksek mizah yeteneği ile bir çok insanın farkındalığında bile olmadığı durumları bize aktarmasından dolayı inanılmaz keyif duydum. Anlattıkları her cümlenin altında saklanan o kadar değerli düşünceler vardı ki.. Konuşma bittiğinde gülmekten çenemin ağrıdığını ve vücudumun her köşesinde serotonin salgılandığını hissediyordum. "Farkındalık nasıl bu kadar farkında olunamayacak kadar doğal sağlanabilirdi?" bilemiyorum hala da akıl erdiremiyorum. Bir diğer görüşmemiz Şeydanur TIKIR ile gerçekleşti. Şeydanur Boğaziçi Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik mezunu. Onu kısaca şöyle anlatabilirim. Enerjisi çok yüksek, araştırmacı, zeki, paylaşımcı ve inanılmaz derece de güzel bir arkadaşımız. Bizle aynı yaşta olmasına rağmen şuan Amerika'da ve yakın zamanda Kanada'da ya yüksek lisansa ya da doktoraya başlayacak. Bize bu yere gelene kadar yaşadığı tüm deneyimleri açıkça paylaşmaktan çekinmeyen, istediğimiz taktirde ise örnek CV veya mektuplarını bizimle paylaşabileceğini söyleyen biri. Daha önce hiç duymadığım şeylerden bahseden ve bunu içtenlikle anlatan hem ciddi ama aynı zamanda çok çok güleç bir insandı. Onunla da tanıştığım için kendimi şanslı hissediyorum. Görüşmelerimiz bu şekilde haftada 2-3 defa Ahmet Raşit Hocamızın değerli arkadaşları ile gerçekleşecek. İşte belki de sırf bunun için geldiğimize değecek bir yerdeyim. Kişisel deneyimlerin en samimi  biçimde anlatıldığı bu yerdeyim. Neden mi, çünkü Ahmet Raşit Hocamız gibi onlar, bizden biri gibi...

Daha sonra bu hafta bir gece yine faydalı olabileceğini düşündüğümüz bir filmi ellerimize cipslerimizi, içeceklerimizi alıp izlediğimizi kısaca bahsedeceğim. Film Internship'ti, eğer izlemediyseniz izlediğiniz zaman neden bu filmin seçildiğini anlayacaksınız. Çok çok eğlenceli bir film olduğunu söyleyerek bitiriyorum. Bir de şu var ki dün GenKök'te gece bizden başka kimse kalmadığında müziği son ses açıp dans ettik. Nasıl rahatlatıcı ve keyifli olduğunu tahmin edebiliyor musunuz? :)

Bu kadar sosyalliğin aynı zamanda kişisel gelişimin yanı sıra Python'a devam ettik tabi ki. TUNA adını verdiğimiz ortak projelerimiz için kodlar yazmaya başladık. Yazdığımız kodları Pivotal Tracker'da bir hesap açıp eklemeye karar verdik. Ortak projemiz hızla ilerliyor. Gelişen aşamaları ve neler yaptığımızı bir sonraki yazımda daha detaylı anlatacağım. Bir de bu hafta herkesin kişisel projeleri oluşturuldu. Herkes kişisel projesi için bir nehir ismi seçti. Bu yüzden ben bundan sonra kendi projemden bahsederken REN projesi diyeceğim.
Takipte kalın, sevgiyle kalın...

Bihter







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder